25 Ocak 2021 Pazartesi

Büyük balık, küçük balığı yutar




 Ancak bu konuda, bütün suçu istismarcılara ya da bilme den onların eline düşen zavallılara yüklemek doğru değildir. Öyle ise ülkede, böylesine bir istismar ortamının doğmasına sebep olanlar suçludur.

Kabul etmek gerekir ki; "Değerli olan bir şeyin sahtesi de olur?" Yani, altının sahtesi olur, tenekenin sahtesi olmaz. Haki kişinin bulunmadığı yerde, işte o sahteler ortaya çıkar.

Türk halkı için din, büyük bir değerdir ve değerlerin en büyüğüdür. Eğer ülkede, tarihin hiçbir döneminde görülmedik şekilde sahte şeyhler türemişse, din eğitimi alanında büyük boşluk var demek tir. Bu boşluk doldurulmazsa, bundan yararlanmak isteyen açıkgözler azalmayacak, tam aksine, daha da çoğalacaktır.

Biz burada, halkımızın, dine olan ilgisini tartışmıyoruz. O ilgiye layık olacak şekilde din bilgisi verilmediğini, bunun da toplumda huzursuzluğa yol açtığını söylüyoruz. Milletin dine olan ilgisi, eğer doğru bilgilerle beslenmez, doğru yönlendirilmezse, bu potansiyel ihtiyaç, hiç arzu edilmedik şekilde, başka dinler ve yabancı ideolojiler tarafından karşılanır. Milli birlik ve bütünlük asıl o zaman paramparça olur. Bunun için, fırsat kollayan odaklar da yok değil.

Dinimiz, milli birliğimizi ve bütünlüğümüzü yaratan, koru- yan, yaşatan ve yaşatacak olan en büyük gücümüzdür. Onu koru maya ve canlı tutmaya mecburuz.

Bizi bu mecburiyete zorlayan çok ciddi gelişmeler ve sebepler var.

Şöyle ki: "Büyük balık, küçük balığı yutar" derler.

Denizler için söylenmiş olan bu söz, artık gökler için de geçerlidir, çünkü iletişim teknolojisi kıtalar arasından da öte, yıldızlar arası bir boyut kazanmıştır. Bunun, bütün diller, dinler ve kültürler için büyük bir tehdit oluşturduğu kabul ediliyor. Bu yeni teknoloji sayesinde büyük milletlerin, küçükleri yok edeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bu yüzden, yirmi birinci yüzyılın, yeniden dine dönüp çağ olacağı, kaçınılmaz gibi görülüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder